1 Mart 2009 Pazar

bolu beyleri

takimin destege ihtiyaci olan gunlerde telefondan mac takip edeceksek en anlami var altayliligin. istanbul cehenneminden bir gunlugune de olsa kacamak yapmak fikri ise cabasi. alp dev katalizor. araba, ipod derken bir pazar sabahi calabilecek en keyifli 7:15 alarmi ile yola koyulmak icin mezardan kalktik.

hava gunesli, filtre kahveleri cakip yola koyulduk. laf lafi aciyor, kahvalti icin ana yuregiyle acilmis bizi bekleyen gozlemeleri ariyorduk. keyifli bir kahvaltinin ardindan istanbul-bolu arasi oryantasyonumuz devam etti. beyazlara boyanmis agaclar kapanan havadan dolayi bizden ozur diliyor, agaclarda donmus sarkitlar onumuzde egilircesine bizi bolu'ya buyur ediyordu.



kardesim her stadyumun cevresinde en az bir tane birhane vardir tezim de bolu ile birlikte curudu ve ingiliz aksanimi yakalayamadan stada girmek zorunda kaldir. izmir'den gelen uc otobus ile selamlasip makaraya ortak olduk. artik moda girmenin vakti gelmisti.

sikici ilk yari, kalecinin erdi'nin sutunu koseden cikarmasiyla son buluyor, bu mu lan 5'te 5 yapan bolu diye ikinci yariya umut dolu baslamamizi sagliyordu.
G-E-L-I-Y-O-R-U-Z.
oysaki mac oncesi icimde bir sikinti vardi. oyuncular haftaici paralarini alamadigi icin mutsuzdu ve isinma sirasinda bunu anlamamak icin bu takimi ilk kez izliyor olmak gerekirdi. takimda yasin olunca acaba maci sabote ederler mi diye aklimda tilkiler dolasmadi da degil. ikinci yari ardi ardina gelen ataklarimiz, verilmeyen gol, direkten donen toplar, bos kaleye kacan gollerle birlikte sona erdi. elimize ne gecti mona lisa'nin killi tarafi. yine de deplasmanlarda kara maruz kaldigi gun sayisi izmirde gordugunden daha fazla olan taraftar ikinci yari karin uzerimize yagmasiyla birlikte takimi ateslemek icin elinden geleni yapti. tribunun takima destek oldugunu gormek son zamanlarda beni sevindiriyor. tahir hoca isa'nin yerine mehmet sedef'i daha erken alsa ve thiago yerine burak'i ikinci yarinin basinda oyuna alsa bu maci rahat alirdik diyorum. luca toni can boylesine hirsli oynadigini gorunce de sasirmadan edemedim.

donus yolculugundaki tek sikintimiz mangali nerede yakacagimiz uzerineydi. bu tip yol ustu yerlerde ya da kemiklesmis alanlarda her zaman meshur olandan daha iyi, panzer bir yer bulunur. biz de isamil'in yeri yerine cafer usta'ya giderek bu tezi bir teoriye donusturmek icin bir adim daha atmis olduk.

ilk gazi aldik, bundan sonraki program yuregimizin goturdugu yere.
alp tahmin edersinki ipod'un aziziligine ugramasaydik ilk calacagim sarki buydu.
fotolar haftaici.

.....
so much has come before those battles lost and won
this life is shining more forever in the sun
now let us check our heads
and let us check the surf

Hiç yorum yok: