26 Aralık 2008 Cuma

iki çocuk



kan revan içinde
yanyana aynı köprüde...

22 Aralık 2008 Pazartesi

röportaj

- sac yetiyor muymus?
- cogu zaman yetti. sac, kupe, bitti yani. bazilari dovmeye kadar goturduler isi, simdi pismanlar.
- sende dovme yok mu?
- yok, sifir. oyuncu olacagim icin dovme yaptirmadim. belki ileride yaptiracagim. sirtima, iki kurek kemiginin arasina "hic" yazdirmak istiyorum.
- neyzen tevfik'in "hic"i mi? erkan ogur'un "hic" albumunde de "hic, yoktan iyidir" yaziyor...
- fight club'tan ornek vereyim. son sahnede binalar bam gum diye patlamaya baslar. insanlarin kendini patlatmasindan daha guzel birsey yok. baskasina siddet uygulayacagina, once kendini tokatla ondan sonra gorelim. hic olmayi kabul edince, baskalariyla olan iliskinde sahane bir yere geliyorsun. ego isleri zor isler. onlara biraz saldirmak lazim zulfikarlarla.

Nejat İşler aralik 2008 - Roll

18 Aralık 2008 Perşembe

fotosuz #2

Alti gibi isten cikinca macro’da buldum kendimi, ayaklarim beni sarap reyonunun onune yonlendirdi gayri ihtiyari. Bugunlerde beyinle ortaklasa yurutulen islevsel hareketler sergileyemiyor bedenim. Tam anlamiyla can’t settle in the area. Guzel bir sarabi koltuk altima yerlestirdikten sonra gece boyu katik gorevini layigiyla yerini getirecek, agzimda herhangi eksimsi bir tat birakmayacak yardimci oyuncular aradim. Kulagimda yankilanan arid’e kendimi cok kaptirmis olmaliyimki raflar arasinda gezinirken yoruldum. Kanyon cikisinda taksiyi karsimda bulmamla birlikte bos trafikte eve geldigimde saat yediydi. Istanbul’da mutlu olmak icin son derece gecerli sebepler yasiyordum bugun.

Golsuz berabere biten sikici bir pes macerasi, son dudukle birlikte vakit kaybetmeden yemeksepetinden gelen bir fast food cilginligi ve televizyon karsisinda uyuyakalmak. Uyandigimda saat onbir bucuktu ve ri beni coktan yataga yatirip evinin yolunu tutmustu bile.
Bu ne bicim hayat lan.

Ne oldu lan benim isteklerime, hani beyaz sarafinin yaninda iki dilim dil peyniriyle, kornison tursu ve kraker yiyip keyif yapacaktim. Itunes’umda uzun zamandir dinlemedigim sarkilari kesvedip, hatirlayip mutlu olacaktim. Belki kimine bagira bagira eslik edecektim. Sigara dumanindan bogulan odamin balkon kapisini acip odami ferahlatirken usuyecek, uzerime battaniyeyi atip sarabimdan bir yudum daha alip icimi isitacaktim. Bu gece kendimi kandiracaktim, kendi kendimin ucuza eglencesi olacaktim.

Simdi saat ikiye yaklasirken beyaz sarafini yeni acmis, yardimci oyuncularin hepsini mutfakta birakmis, klavye parcaliyorum. Gece kacta bitecek, yarin kacta baslayacak hicbiri umrumda degil. Mutsuzluga, huzne uzanan yolda yalnizlik cekmeyecek karakterleri bunyemde barindirabilirim belki ama su anda beynimin icinde cakan simseklerin yarattigi anlik aydinlanmalarla isik bulan karanliktan, cocuksu bir duyguyla karanliktan korktugum gibi korkuyor olmak; sonunu gorememek; 110 metre engelli olimpiyat finalinde son engele kadar takilmadan gelip, son engelde ayagini kirmak ve birbirinden alakasiz milyonlarca basarisizlik betimlemesiyle anlatabilecegim ehvaller icinde bulunuyor olmamda benim zerre kadar sucum yok.
Masumum hakim bey anliyor musun!!!!!

...

itunes arsivimin bu aksamlik bana bagisladigi sarki.
simpley red - home.

fake cool image should be over
cause i long for a feeling of home
real life, depicted in song
a loving memory
after long, home is a place where i yearn to belong…

17 Aralık 2008 Çarşamba

16 Aralık 2008 Salı

the killers #3

the killers'ın day&age albümü çıktı.
geçen haftadan beri dinliyorum. good night, travel well şarkısı süper, hatta geçen birkaç postta da yer aldı. bazı grupların paldır küldür, yıllardır barlarda çalmış olmanın verdiği birikmişliği kustukları hareketli albümlerden sonra gelen dingin albümlerde olduğu gibi, the killer olgunlaşmış. tamam müzik otoritesi değilim ama the killers'ın dört albümünü de milyonlarca kez dinleyen biri olarak bu yorumu rahatlıkla yapabilirim. bana karaokede bağıra çağıra söylenecek bir mr.brightside daha hediye edemediler:)

bu arada turne programını da açıkladılar. tabiki türkiye yok turnede. avrupa'da da adım atmadık yer bırakmıyor gibiler, kaldıki daha festival programları açıklanmadı. merak edenler the killers'ın turne programı'na göz gezdirebilir.



fotograf iki sene önceki şili konserinden.

15 Aralık 2008 Pazartesi

13 Aralık 2008 Cumartesi

hic'in labirenti





hayat kimi zaman eglenceli, kimi zaman dikenli, kimi zaman melankoli, her zaman aklinda soru isaretleri birakacak kadar acimasiz. acilip, kapanan kapilar silsilesinde odalardan odalara salinirken labirentten cikis yolunu aramakla geciyor hayat. her oda ayna kapli, kendini gorup korkabilirsin, kendine saldirip geri tepebilirsin. sadece sen varsin, cikis yolunu bulana kadar da bu surunceme devam edecek. cikisi buldugunda ise zaten hayat bitecek.

yarin sabah bu evi bir kez daha terkediyorum. tekrar gelecegim gunler olacak, daha uzun kalacagim, gecerken ugrayacagim gunler. ama yarin sabah yarim cikiyor olacagim bu evden. aynanin karsisinda kalakalmis kendimi izlemeyi tercih ediyorum bu sefer. sinir uclarindan kopmus olan haykirislar eslik ediyor bana. dort duvar icerisinde yerden duvardan sekip yanimdan geciyor yuzlercesi durmadan ve yine ayni paradoksa girdigimi hissediyorum. yarinlarimi, dun geceyi, 1464 numarali sokagi, eski bir rum evini, parcalanmis cocuklugumu, sevdigim sarkilari, gun asiri yenilenen gelecek hayallerimi, besinci kattaki bir evin balkonunda gecirilen mutlu yaz aksamlarini, somut gercekleri goruyorum aynada yansiyan tek parca goruntumde. bu odada kalmak istiyorum sonsuza dek. yarin sabah yeni bir kapiyi acmadan, labirentten cikamadan, sonrasini dusunmeden, duvarlardan seken haykirislarin tinisinda kaybetmek istiyorum aklimi.

12 Aralık 2008 Cuma

samsung earphone



good night - travel well



every time you fall
and every time you try
every foolish dream
and every compromise
every word you spoke
and everything you said
everything you left me
rambles in my head..

there's nothing I can say
there's nothing I can do now..

10 Aralık 2008 Çarşamba

sweden world cup 2010





isvec'in 2010 dunya kupasi grup elemeleri grubundaki rakipleri bunlar..portekiz, fransa ve macaristan... milli takimin anne sponsoru kadar yatarici degil belki ama isvec mccann tv8 icin son derece basarili kreatifler cikarmis ortaya.. bir de bu adamlarin futbol ulkesi olmadigini unutmamak gerekir.. euro 2008 donemindeki sacma milli takim reklamlari yerine bu uygulamalarin biz de oldugunu dusunsenize...

great beyond



the unknown distance to the great beyond
stares back at my grieving frame
to cast my shadow by the holy sun
my spirit moans with a sacred pain
and it's quiet now
the universe is standing still...

5 Aralık 2008 Cuma

hiç



hakkı sonuna kadar verilmiş günlerdi..yaşanması gerekiyordu ve yaşanmış..saygısızca değil..her karesine sarfedilmis bir emek vardı..o zamanlar, o zamanlardı…

hayatın kıvrımları bana yepyeni sayfalar actı..karaciğerimdeki son kirlenmiş hücre dahi gün ışığında eğilmişken, bu kuskunlugu, kırgınlığı bir kenara bırakmaya karar vermişim.. herşey doğaçlama olmuş..o zamanlar dilimde bir sarkı tutturmuşum yürüyorum…ellerim de ceplerimde…

sonra başka bir şarkı tutturmuşum…gülen günlerin ardında kendimi unutmak mecburiyetindeyim diye akıp giden..unutmuşum tüm küskünlükleri…hiç koca adam olmuş, kocaman günler geçirmiş.. ama hiç, varlığıyla ve yokluğuyla belleğe kazınmış, sağ trisepsin altina kazınacak mürekkebi hazır orada bekler durumda…

4 Aralık 2008 Perşembe

babadan oğla



sana beş dakikalık yoldayım
bir sigara içiminde gelebilirim
uzatsam ellerini ellerine
dokunmadan tutabilirim

cankuş

csi-law&order



ikisini de izlemem ama düşünce güzel. free entertainment'ta produksiyon dertler başladı.

1 Aralık 2008 Pazartesi

günlerden pazar



yalandan bir kış güneşi aydınlatıyor odamı pazar sabahında, akşamdan kalma çocuksu mutluluğunun yerini bugünlerin yeni trendi baş ağrısı alıyor. panzehir sederjin sahne alıyor, suyun içindeki kabarcıkları takip etmeye çalışırken yeni güne hazırlanıyorum..
güneşin yerini alıyoruz kahvaltı masasında, ışıldayıp iç ısıtıyoruz.. aynanın arkasında hayvanat bahçesinde uzun zamandır görmediklerimle karşılaşıyorum.. neyseki bahadır'ı çok sevdik çocukken..

sonra neşe kaynağı ortak oluyor eğlencemize..

pazar akıp geçiyor.. mutlu, huzurlu, güneşli, kaliteli..
pazartesinin şarkısı.. mor ve ötesi-sonbahar..

...
bir nefes aldım kendime geldim ki sonbahar
evimin önünde hüngür hüngür ağlıyor
aynaya baktım kendime sordum, eşsiz miyim?
ayna ağladı yalan söyleyemedi
...