iyice müzik bloguna döndüm.
ofiste dış dünyadan, evde iç dünyamdan uzaklaşmanın tek yolu kulaklardan pompalanan notalar, ritimler, arada bir de sözler. manga'nın yeni albümünün çıktığını görmüştüm. albümün adı şehr-i hüzün. adı cezbetmişti ama hadi lan yeter artık yine mi deyip, şarkıların adına bile bakmadan elimin tersiyle itmiştim albümü.
ankara'da peja dünyanın sonuna dogmusum diye söyleyip duruyodu şarkıyı. zaten o gün dünyanın sonuna terk etti beni sağ olsun, uğur böceğim benim.
aşağıdaki şarkının adı hayat bu işte.
bir şarkıda keman ile piyanoyu aynı anda duydun mu o şarkıyı çok dinlememek gerekir!!
....
bazen "ben de terkedip gidebilsem keşke" diyorum
içimde bir istanbul var ondan vazgeçemiyorum
belki sen de bir gün geçersin diye köprülerinden
yakıp yıkamıyorum, koparıp da atamıyorum
hayat bu işte
kanatlanıp gitmek dururken
dört duvar içinde hapsolursun
yaşamak için bir neden ararken
ölmek için bulursun
söyle, taşı toprağı altın olmuş kaç yazar?
delik testi umutlarım, akar altından azar azar
söyle, neye yarar yaşamak altın bir kafeste
bir yanım seni beklerken, diğeri bekler ölümü ağır ağır
1 yorum:
sadece söyleyip değil, söylenip duruyorum haaaala
Yorum Gönder