13 Nisan 2009 Pazartesi

masuniyet uzerine

hep olacak istirap
hayatin icerisinden su gibi akacak
elinin ustune koyuyorum elimi
dolunay isiltisinin altinda



Arzu, karsilikli oldugunda, dunyanin gidisini belirleyen tum oteki anlasmalara meydan okuyan ya da direnen iki kisilik bir sozlesmedir. Iki kisinin komplosudur. Yeryuzunun istirabini gecici olarak erteleme firsati sunmaktir otekine.

Her arzuda sefkat oldugu kadar istah da vardir, goreli oranlari ne olursa olsun bu ikisi baglidir birbirine. Gonul yarasi olmazsa olmazidir arzunun. Eger yeryuzunde hic yara almamis birileri bulunsaydi, onlarin arzuyu tatmadan yasadiklari soylenebilirdi.

Komplo, masuniyet adina birlikte bir mekan yaratmaktir; ister istemez gecici olan bu masuniyet insani bekleyen dinmek bilmez acilara karsidir.

Insan bedeni cesaret, zarafet, isve, vakar ve daha baska sayisiz hassaya sahiptir ama ayni zamanda hicbir hayvanin olmadigi gibi yaradilistan trajik bir konumdadir. Hicbir hayvanin olmadigi kadar ciplaktir. Arzu, arzulanan kisinin trajik konumuna karsi onu korumak ister ictenlikle, dahasi bunu basarabilecegine inanir.
Kaderidir bu onun.

Arzuda dogal olarak digerkamlik yoktur. Koruma istegi, masuniyet saglama cabasi kendini tum fiziksel ve hayali benligiyle vakfetmekten gecer. Bastan itibaren iki kisiye samildir ve eger masuniyet saglanabilirse bu ikisini de kapsar. Masuniyet, surenin kisaligini ve bu kisa surenin yarattigi tehdide bagli acilari fesheder.

Disaridan bakildiginda arzu kucuk bir parantezdir, onu yasayanlar icinse askinlik. Bununla birlikte her iki durumda da, oncesinde ve sonrasinda, gundelik hayat olagan akisini surdurur.

Arzu, masuniyet vaadinde bulunur. Oysa mevcut dogal duzenden masun olmak, gozden yok olmakla birdir ve arzu, en esrik aninda tam da bunu teklif eder.
Yok olalim!

Hiç yorum yok: