11 Eylül 2008 Perşembe

hareket vakti




Ozenc orta okul caglarinda boy band’lere hayranlik duyar ve o basit muzik turunden hoslanirdi… dis dunyaya yeni yeni acildigi ve okulu geregi ingilizce egitim aldigi icin kendini ispatlamak istercesine bu muzik turunu tercih etti… take that’le baglanmisti bu furyaya… tekrarlardan ibaret embesil sarki sozlerini kolayca anlayabildigi ve eslik edebildigi icin kendini buyumus saniyordu…

it’s a beautiful world
a beautiful world…

Lise caginda suratindaki kraterlerden dolayi karsi cinse acilamadi ve en yakin arkadaslari kenan, murat ve hakan oldu… asilerdi, ickiyle tanistilar ve kendi gruplarini kurdular cunku artik metallica ve nirvana onlari kesiyordu… grubun adini da son derece capsiz bir hamleyle adlarinin bas harfleri olan homk koydular…ooo yeaahh..
Universite icin Eskisehir’e yerlesen Ozenc hali hazirda Eskisehir barlarinda kizlarin akinina ugrayan bir gruba katildi… yetenekliydi, calmaya bas gitarla baslamisti ve hic siritmamisti… artik kendini ifade edebilen, insanlari cilginca eglendirebildigi icin ozguveni yuksek, kraterlerini uzun saclariyla ortebildigi icin istedigi kadinla birlikte olan yetiskin ve popular bir gencti. homk’la lise 2’de karne gunu verdikleri konser sirasinda asik oldugu kizi keserken ritmi karistirdiginda kendine ve hayata ne kadar lanet ettiyse, mutlak degeri kadar haz aliyordu hayattan bu gunlerde.. ozenc yasiyordu…
Gup eski olan sehre dar gelmisti.. istanbul’dan gelen teklifi dusunmeden kabul eden grup ertesi gun yola koyulmustu bile… istanbul’daki iki yil icerisinde yasam sartlari ve tukenmek bilmeyen menajer talepleri grubun yara almasina ve degisikliklere neden oldu.. 11 sene once kurulan grupta halen varligini surduren sadece Ozenc kalmisti ve daha ne kadar koloni halinde sahne alacagini sorguluyordu… hareket vaktiydi her konserin kapanis sarkisi 11 yildir… sehirler, insanlar, gundem, para birimi, hersey degismisti ama Ozenc’in yaninda calan insanlarin kapanis sarkisi hicbir zaman degismemisti… bu omurluk inadin tek nedeni, ozenc’in nereden geldigini unutmayip, aktarmali hayat yolculugu sirasinda her gun en azindan bes dakika kendini hatirlamak istemesiydi. Ozenc, bir Cumartesi gecesi saat 4 sularinda yanindakilere bakarak son kez dedi… Onu, uzak sehirlerde cagiran bir seylerin pesinden gidecegini ima edercesine, bir Cuma okul cikisinda istiklal marsini okurken gece evde super baba’yi izleyecekmis gibi yillar oncesine ait bir coskuyla soyledi sarkisini ve son duble viskisini shot yaparak o geceki ibadetini tamamladi.. ozenc tasiyordu…



Persembe sabaha karsi hayata dair yeni bir aktarmaya hazirlanan Ozenc'in, ucaga dogru giderken ipodunda calan tek sarki vardi ve repeat’teydi…

1 yorum:

peja dedi ki...

peki özençin şarkısı neydi?