19 Ağustos 2009 Çarşamba

sarhos olun


aylardan agustos...
blog bombos, clark kent de superman de kendini buldu bu ayda. gorunen blog yuzu agustos bocegi misali yatiyor ama hayalleri uzerine calisan bir karinca var madalyonun gorunmeyen yuzunde. karinca kararinca...

bu aralar okudugum bir adam var, charles baudelaire. asagidaki yazi da ender duz yazilarindan. 1800'lerde yasamis, basina buyruk, melakonlik, fransiz bir ozan kendisi. meshur eser birakan fransizlar globallesen dunyaya ait bir zaman diliminde yasam surselerdi ne halde olurlardi hep merak ederim. hicligin tadi siiriyle kesfettim kendisini, sarhos olun yazisiyla da birlikteligimiz son buldu.


her zaman sarhos olmali.
her sey bunda, tek sorun bu. omuzlarinizi ezen, sizi topraga dogru çeken zamanin korkunc agirligini duymamak için, durmamacasina sarhos olmalisiniz. ama neyle?
sarapla, siirle ya da erdemle, nasil isterseniz. ama sarhos olun.
kimi zaman bir sarayin basamaklari, bir hendegin yesil otlari üzerinde, odanizin donuk yalnizligi içinde, sarhoslugunuz azalmis ya da büsbütün geçmis bir durumda uyanirsaniz, sorun. yele, dalgaya, yildiza, kuşa, saate sorun. her kaçan şeye, inleyen, yuvarlanan, şakıyan, konuşan her seye sorun. "saat kaç" deyin. yel, dalga, yildiz, kus, saat hemen verecektir karsiligini. sarhos olma saatidir. zamanin inim inim inlettigi köleleri olmamak için sarhos olun durmamacasina!
sarapla, siirle, ya da erdemle. nasil isterseniz.

Hiç yorum yok: