13 Haziran 2010 Pazar

sevgiler saygilar #2

ne?
kim?
ne zaman?
nerede?
nasil?
neden?

ne? dogdum.
kim? ben.
ne zaman? 04.02.1984.
diger sorularin cevabini henuz ben de bulamadim. aramiyorum da zaten.

arayip bulsaydim da asagidaki kareleri yasadigim gun tum cevaplarin yanlis oldugunu anlardim. bir mucizenin izdusumu bu. dusup paramparca olup, izleri takip edip bir butunu olusturma cabasi. eksik parcasina ragmen yine de bir butun olabilme yetisi.

esasa gelelim. yine de gulunebiliyor hayatta!!



onceki gece izmir'e olan hasretimizi sabahin ilk saatlerine kadar sokaklarda bira icip, tuzlu cigdemle gecirdigimiz icin uyku katsayimizla gozlerin capi dogru orantili ama soldan saga berk, kanka ve peja. berk'in tarihi eskilere dayanmiyor ama cabuk yol aldi, bir masanin hatrina oradaydi. faik ve onur hakkinda hangi hikayeyi anlatabilirim bilmiyorum. sadece yanimdalardi demem yeterlidir. saskinligin ardinda kalan kisimlar anca beraber sondurulen gecelerde kelimelere dokulebilmisti geride kalan yillarda. cogu zaman felegin cemberine kufru basiyorduk, dilimizin donemedigi kisimlarda da cocuksu gozyaslarimiz birbirine karisip, hayat denizine dokuluyordu. zamanla icimizdeki herseyi kuruyacagin farkinda degildik o zamanlar. oyle olacagini bilsek daha cok gozyasi dokmek isterdik sanirim.

berk'in gorevi davetiyeleri (evlilik fermani) dagitmakti. faik yasinin, pardon cussesinin geregince ortaligi toparlayan amcaydi. onur da deftere sahit olarak imza atiyordu.



nikahtan sonra bostanli'ya gittik. oturdugumuz yerde alkol olmamasi masadaki tum erkekleri uzdu dogal olarak. cok icerek taclandirmaliydik o saatleri. altyapimiz bunu gerektiriyordu ya da temeldeki eksikliklerden dogan bosluklarin harcini alkolle karip, doldurmaya inanmistik. eve donunce arayi kapattik o ayri, hepimiz mutluyduk. cok derin konusmalar gecmedi ama herkesin gozlerinin ici guluyordu. kaldiki masadaki kadinlarin hepsi talihsiz evlilikler gecirmisti. nankorluk etmeyeyim. evlilikler guzeldi ama talihsizlikle sonuclanmisti. hangisine sorsan, tekrar geriye donmek isterdi. onlar da karsilarinda sergilenen tablonun saskinligi icerisindeydi. hangimiz degildik ki?

fonda sezen'den bir sarki calmaya basladi. kendi akranlarimda bile asagidaki gibi bir mutluluk gormedim.

başımı omzuna yaslamaya
hayata yeniden başlamaya
bağında, bahçende, pınarlarında
içimi yıkamaya geliyorum




aslinda sadece fotolari koyacaktim. onlara baktikca yazasim geldi.

1 yorum:

kelkafa dedi ki...

bizi seviyorum.