12 Ağustos 2015 Çarşamba

bilic'in ilk londra'sı

çok kısa.
bazı geceler kendime soruyorum bu kadar yalnız kalmaya gerek var mıydı diye. sonrası zaten saatler sürüyor. bu gece kızartma yapıp, rakı içtim. hala da içiyorum. konumuz bu. en özeti,
bir o tarafta bir bu tarafta oluyorsun. kıvırır gibi değil. kendine karşı bir o tarafta bir bu tarafta oluyorsun. ama böyle mahalle maçlarında ilk yarıda bir takımda ikinci yarıda diğer takımda oynayan karaktersizler gibi değil, kaleci oyuncu gibi. neuer gibi dersin seversen. ben demiyorum. neuer hileli. kaleci oyuncu aşırtma yemenin riskini de alacaktır illa ki kademeye girmeye çalışırken. ampul gibi asacaklarını bilir. yani benimkisi biraz hem kalecinin penaltı anındaki yalnızlığı hem de kademeye girme çabası. kaleci oyuncu zaten ancak sokaktaki samimiyette olur. değil sahaya eve bile çıksan aynısını bulamazsın. 
gerek var o yüzden. 
içim bilic’in ilk londra’si. 


Hiç yorum yok: