15 Haziran 2012 Cuma

sorry, we are fucked:)


2011'i nasıl kapatmıştımki, 2012'den ne bekliyordum. sene-i devriyeyi de sakin bir geçişle karşılamıştık. yeni bir yıl değildi, yine bir yıldı gelen.  bizde başa gelen çekilir, şikayet olmaz.

Kendimizi kitaplara, notalara, melodilere, şarkı sözlerine kaptırıyorduk yirmili yaşların ikinci yarısının ortasında. Öyle bir seneydiki, en sevdiğimiz şarkıların sözlerini vücutlarımıza kazıdık sonra hayallere daldık. Festivallerden festival begeniyorduk. Rota belçika dedik. Onbeş dakika sonra ne yapacağı belli olmayan bizler, yüz onbeş gün sonrasının biletlerini aldık.

Yüzonbeş gün geçti. Ben yarın sabah gidiyorum, geri kalanlar haftaya geliyor. Üç hafta boyunca, hayallerini kurduğum, medeniyet dediğim altın dişli avrupa’nın türlü topraklarında varoluşlar hakkında kafa patlatıp, yokoluşlar begenecegim mimari saçmalıklarda.  Amacımız haysiyet kaybedip dönmek.

Her abeci tatilci gibi fotograflar ve check-in’lerle manevi tatmin yaşamayacağım tabiki, asla yapmadığım gibi. Ama herkesin ipod’unun şarjı bol olsun. ben güzel müzik dinlerken sizlerin tam zamanı gelen serdar ortaç’ın yeni albümüne maruz kalmasını istemem.

Şifreyi şimdiden veriyorum: portakal!

Hiç yorum yok: