yalnız kalmaktı tek dileğim. çok çabaladım. kalabalıklar arasında "dokunan yanar" kıvamıyla yaşadım yıllarca. hiç üzülmedim, hep sevindim. kargalar sürüyle kartallar yalnız uçar yazıyordu bir gün bir arabanın arkasında oysa ben kuşlardan sadece minik serçe'ye inanmıştım.
eskiden geriye dönüp bakardım geçmişi hatırlamak için, artık her gün karşımda geçmişim. belki de geleceğim. özellikle de hiç gelmek istemeyeceğim.
verilen sözlerin ve edilen yeminlerin hiç bir zaman gerçek olmadığına inanmıştım, on sene kadar önce iki tekerlekli bir bavul üstüne yüklediğim hayallerimin içerisinde. her zaman yalnızdı insan. en yalnızıyla yaşıyorum artık. hayaliyle de yalnızdı hayali olarak da. hayal adı üstünde idealden oldukça yumuşak, gerçekten olabildigince uzak.
tüm hikayenin özeti aslında rakının kültüründe gizli.
sonrasında çıkan yeşil efesini, atasını, yeşil üzümünü, altın sarısını reddedip en eski 70'lik yeniden vazgeçmeyecek kadar geleneklerine bağlı,
soğukların en soğuğu tekmil favayla altlık yapacak kadar soğuk, ara sıcağın en fiyakalısı ahtapot kadar doyurucu, ana yemeksiz bir rakı masası kadar boştu bizim hayatımız. çünkü hiç bir zaman o masaya yemek yemek için oturmadık. her seferinde aramızda yeni 70'liklere yer açmak, bolca sigara içmek için oturduk o masalara dumanında kahırları oflarken. yanan her sigaranın ucunda tütünden ziyade o aralar canımızı en çok sıkan gerçeklik vardı ve o sigara, o gerçekliğin kendisiyle doluydu. o sigara zaten boş gitmiyor.
her mekandan en son kalkan biz oluyorduk çünkü kimse bizim kadar masayı güzel dolduramıyordu. masada bolca hak vardı. hak ve adalet. hayatın kendisinde olmadığı kadar çünkü biz o masaya her seferinde o yüzden o kadar severek oturuyorduk. gün içerisinde göremediğimiz hakkı ve adaleti orada birbirimize teslim ediyorduk. bir Ömür, Hakkı'mızı teslim etmekle geçiyordu ve biz bundan son derece memnunduk kendi kendimize kurduğumuz gizli özneli hayatlarımızda.
ben hiç bir rakı masasında hesabı isteyen olmadım çünkü benim hiç bir rakı masasından kalkasım olmadığı kadar hiç bir masanın hakkını verecek kadar ömrüm de olmadı.
patron bize birer yolluk verir misin, rica etsem...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder