27 Eylül 2010 Pazartesi

artik yetmedi mi bu yalanlar

onur koc. benim cok yakın arkadasim. dun gece istanbulda oturmus muhabbet ederken onceligimiz olan altay'dan bahsettik. ikimiz de altay'a aşıktık. herseyi bir kenara koyup , her hafta iki saat boyunca ya tribunde ya telefonda ya da internet basinda gelecek guzel haberleri takip ettik. o benden daha gözü karaydı, benim gidemedigim deplasmanlara gitti. dun aynı yerdeydik. hayat tum tercihlerimize ragmen bizi ayni yerde bulusturmustu. mutluyduk hala yillar oncesi oldugu gibi.

yarinki mac nolur dedim. ligde kalsak iyi dedi, maglubuz her turlu diye ekledi. benim icimde bir umut belli olmaz dedim. acikcasi hala beni aldatan sevgilimin yaptiklarimdan habersizdim gözü kara asik oldugum icin.

hersey belliydi aslinda.
yillardir playoff'un ucundan donen bu taraftarin artik hicbir basarisizliga tahammulu kalmamisti ve hicbir gucsuzlugun arkasinda durup sahadaki onbir adami gaza getirecek heyecani yoktu. olimpiyat stadindaki yetmisinci dakikada onumdeki insanlarin yaslandigini gormustum ben. hala aklimda.

taraftari birakayim bir kenara, icimden gelenleri soyleyeyim artik. mayis ayinin yorgunlugunu atlatip bu takim ne olacak acaba karamsarligiyla yerel medyadaki haberlere bakarken taspinar yonetimini gorunce umut dolmustum ama icinde bulundugumuz maddi cikmazi da biliyordum. onlarca transferi gorunce icimi umut kapladi. takimin basinda ertemcoz'u gorunce ise anladim stratejiyi. onlarca orta sinif futbolcu ve baslarinda ancak takimi ligde tutabilecek bir antrenor. zamaninda dokuz kisi kalan ankarasporu yenemeyen altay'ın basindaki o hoca. hem burada, hem tribunde herkesin yillarca takimin basina gecmesini istedigi adam. gercek bir altay'li. ne kadar buyuk hayaller. ne kadar bos. hayat bir matematik. esitligin diger tarafina bakmali cozum bulmak icin. ertemcoz bugune kadar ne yapmis?

kalede kaptanlik verilen cenk. yakin gecmise donelim. sakaryaya kaybettigimiz finalden once mardin macini satti diye cenki kadro disi birakmisti bu camia. ama aradan gecen dort yil herseyi unutturmustu. cenke altay camiasinin kapisi acilmisti ve koluna pazu bandi bile gecirilmisti. hepimiz yedik bu yalani. herkes sineye cekti. yok mu soran neydi degisen diye. ben soruyorum bir camia tukurdugunu bu kadar yalayamaz. nerede divan kurulumun saygi deger uyeleri. altay'imi buyuk yapan kriterler nerede.

deliorman, akcagun, mehmet sen, samsun macinda kurtarici olarak giren got gobek baglamis burhanettin... bunlar mi klubu kurtaracak adamlar. yoksa tatil icin turkiyeye gelip imza atan agabey kontenjanindan futbolcu olan mandanda mi...

birisi lutfen cikip bu sene belki ligde kaliriz. seneye de allah kerim desin. kimse kendini kandirmasin. yalandan bir karsiyaka galibiyeti bile denizliye pazar aksami bin kisi goturebiliyor. artik kimse kimseyi kandirmasin. diyarbakirda genc bir altay'li tek basina trt'ye cikti diye mutlu olmayalim. o diyarbarkir'in zamaninda bize yaptiklarini kim televizyona tasidi da biz simdi kalkmis atki alip veren onbes yasinda bir cocuga o atkiyi aldi diye tesekkur ediyoruz.

ne yazikki kimse cikip yine "bu sene hedefimiz ligde kalmak" diyemeyecek. tribunlerinin ellinci dakikada oley cekmeye basladigi, bes bes bes diye bagirdigi bir mactan sonra sanssizdik diyecek yetkililer. biz de inanacagiz. ama artik ben hicbir seye inanmiyorum. haftalar gectikce tepkiler artacak, ertemcoz birakacak belki, belki taspinar da birakacak. sonra parasutsuz cakilacagiz. herkesin dost meclisinde konusup dile getirmedigi goztepe gercegi olacagiz. ben yine keske bu tukurdugumu yalasam diye bitiriyorum bu yaziyi. o zaman cenki kaptan olarak degil babam gibi severim. yeterki ben yanilayim.

Hiç yorum yok: