Hayat dolup olup ayni zamanda hayatla kavgasi olan insanlari cok severim. Pes etmeyen, esegini golgeye baglayan, lafini esirgemeyen, sadece gerektigi yerde degil gerekmedigi yerde de kafayi koyan insanlara ise bayilirim. Ayi abimde hepsinden fazlasiyla vardi.
Ayi abim Alsancak’in
vucut bulmus haliydi. Pazar sokagina girdigimde kokumu almis misali ya kahvenin
ya da firinin kosesinden cikiverirdi. O zaman Alsancak’a geldigimi hissederdim.
Karabatak misali nerede batip nerede cikacagina her zaman kendi karar verdi. Iki
cumlesiyle insani hayata dondurur, bir bakisiyla insani yerin dibine sokar, bir
yumruguyla ise adami olmekten beter ederdi. Pandemi zamani sokaga cikmanin
yasak oldugu gecelerden birinde pederin yanindan donuyorduk ve dogal olarak kafamiz
guzeldi. Kose basinda gecenin kritigini yaparken “ne isiniz var lan disarida bu
saatte” diyen sivile kafayi koyacak kadar umursamaz, benim dahil oldugumu
gorunce ustume yuruyecek kadar beni koruyan birisiydi. Alsancak’ta kimse
sorsaniz benzer hikayesini anlatacaktir. Yanindaki her kimse, sirf ona zarar
gelmesin diye o ayi gibi bedenini siper eden bir ayiydi. Butun yasadiklarinin
bedelini kendi odedi. Hesabi baskasina birakmadi. Ama karsisindaki orospu
evladiysa, hakkini da ondan kral verenini gormedim.
Ayni zamanda cogu
kimsenin bilmedigi kadar da duygusal ve sevgi dolu bir insandi. Kadir, kiymet
bilen ve bunu herkese isleyen bir insandi. Rahmetli amcamla, dayimla, babamla,
Ahmet ile cankustu.
Firlamalikta
bir dunya markasiydi. Rahmetli amcami gomerken babam ile goz goze geldiklerinde
“sira sende Turgay” esprisini yapabilecek yegane insandi ve babam o an
yutkunmasina ragmen sonrasinda bize bu hikayeyi anlattiklarinda ikisi de bir yandan
kahkaha atarken diger yandan gozleri dolu bicimde Tufan amcami aniyorlardi.
Savas’i kaybettikten
sonra bir seyler kirildi onda. Eskisi kadar tutunmayi birakti hayata. Nesenin yerini duygusallik aldi. Abi
ozlemi baskadir, babamdan biliyorum. Onun yerine kanser geldi. Kimseye
soylemedi. Kendi kendine hastaneye gitti. Tedavisini oldu ya da olur gibi yapti.
En son Izmir’e
gittigimde bas basa oturduk bir saat. Son sigaramizi ictik. Bu kadar Ogan dedi.
O kadar degil abi dedim.
Bu kadar bu kadar sen bana inan gerisini sorgulama dedi.
Bugun oldu.
Artik Ayi Abim yok. Onu her
zaman en guzel hatiralarda hatirlayacagim. Bu aksam once Alsancak’ta, sonra da
dunyanin bilimum yerlerinde onun adina kalkmis yuzlerce kadeh vardir.
Savas ile
Baris bugun itibariyle bir yerlerde bulustular. Bir yerlerde sevgi ve ozlem
dolu, evrenin en guzel ve en yan bakilmamasi gereken masasinin kurulduguna eminim ama ispatlayamam.
Serefine Ayi Abim.