15 Nisan 2013 Pazartesi

nisan'da metro aynıdır

dün akşam defterleri karıştırdım. aşağıdaki yazıları geçen senenin nisan'ında metroda, gelecekte okuduğumda hiç şaşırmayayım diye yazmışım sanki. birini giderken, diğerini dönerken. yine aylardan nisan. hiç, değişmiyor insan.

...
daha fazla küçük düşmemek adına buraları terk etmem gerekiyor. bu parasızlık, ailesizlik, yalnızlık, dört duvar üzerine asılmış posterlerin içine saklanmış hayaller, bedenime kazıdığım haykırışlar ve içime attığım küfür dolu haysiyetler... hepsi kamburumu meşrulaştıran yaşanmışlıklar. askılar taşımıyor iskeleti. dolabıma sığmıyor giydiğim karakterler. evde oturacak yer kalmadı hepimiz için. her birinin üzerinde ayrı yarım kalan hikayenin pis kokusu, eksiliyor ve yok oluyor zamanla.

...
tavla oynuyorduk o günlerde. her akşam eve yorgun geliyor, kapıyı açan bana düşkün, mutluluğa muhtaç adamı joker maskemle selamlıyor ve yüzüm gülerken içim kan ağlıyordu.
o zamanlar kendimi en çok şişhane levent metro hattında kendim olarak hissediyordum.

Hiç yorum yok: