6 Ocak 2010 Çarşamba

akarsudan hayatlar



arakarsunun debisinin yon verdigi dort hayat.

neresinden bakarsan, akarsunun denize dokuldugu yollar kesismese, asla bir araya gelemeyecek bir dortlu. tek ortak noktamiz hayata dokulme sekillerimiz.

suyun siddetine kulak asmadan, uzerinde sigabilecegi kadar kaya bulup, bunu kar sayip, o tasin uzerinde hayati seyreden bir adam. ekurinin ataturk’u. suyun hissedilen sicakligindan bihaber, tasin soguklugu iliklerinde ama yine de sonrasini dusunmuyor. Siz takilin ben iyiyim boyle diyor. kollari, diz kapaklarinin altindan, buzulmus bedeni sarmaliyor, basi altindan, yanindan, ustunden akip gitmekte olan su yonunde.

digeri, saatte 180 km hizla akmakta olan suya karsi halen kulac cirpmaya devam ediyor. karakterindeki yilginliga inat bicimde ofkeyle. uzerindeki islaklik su degil, ter. isyani devam ediyor. duzene, politikaya, aska… dunyada uzerinde konusulan ne kadar mevzu varsa hepsine.

ben suyun akis yonune birakmisim kendimi. nasil olsa sonunda hepimiz ayni yere dokulecegiz diyorum icimden. er ya da gec. kendi cabalarimla suyun beni yonlendirdigi kulvara sekil vermeye calisiyorum, o kadar. hayat dedim, inkar ettigim kadar benimdir.

akarsunun yardigi yesil vadi ise uzerinde kurumaya yuz tutmus giysilerle yuruyen dorduncuye kirmizi hali islevi goruyor. ıslakliktan sikilmis, kisa vadede kuru bir hayat yasamaya inanmisti. ucumuzu de suyun icinde farkli sekillerde gorebilen sadece oydu belki.

dordumuzun yolu gecen lerde tekrar kesiti. surpriz doluydu, hepimiz gote donmustuk. beraber raki icmeyi ozlemistik. borghetti ikram etti bize, sudan usuyen iliklerimiz icimizi isitsin diye. olmemistik hala.

simdi onlar dusunsun!!!

Hiç yorum yok: