Bu yaziyi bir ay boyunca suren turlu tramvalar ve gozden
gecirmeler ustune anca tamamlayabildim. Her kelimesi beni ve hislerimi baglar.
…
Bizi bitirdiler aslanım. Ben bunca yıllık Altay’liyim,
bizi bu kadar ziyan hissetmediler dedi babam suratıma bakarken. agzini dahi
acmadan söyledi bunlari bana Ataturk stadinin, bugune kadar hic kimsenin merak
etmedigi ama bize hep bakan karsiyaka tarafina dogru boynunu devirirken.
Çok israr
etti bana o pazar maca gitmemek icin. Hiçbir dayanağı yoktu. Sadece bizi goztepe
deplasmanına götürmek icin gelmesini beklediğimiz on otobüs gelmemişti. O
kadardı. Kendisi 70 yıldır izmirde yasayan bir insandı ama farkına varmisti
terazi. Ben ise sadece o mac icin Londra’dan gelmiştim. O yüzden olsek bile o
maca gidecektik. Baba ile oğul arasında olur boyle cekismeler. Ogul yaslandikca
boynunu büker, baba da genclestikce oglunun yoluna gider. En azından bizde öyle
olmustur seneler boyunca.
Oysa
oncekindeki akşam, ben londradan gelmiştim. Çok sevdiğimiz iki insanla rakıya
düşmüştük gelir gelmez. deplasmanin göbeğinde, Altay’imizi konuşabiliyorduk.
Sonrasinda bu aralar herkesin cümle içerisinde bile kullanırken elli kere
düşündüğü, sirf Pazar sokaginda diye bizim icin cok sey ifade eden derneğimize
uğrayıp, ertesi güne dair tatlı bir mesaj vermek isteyen baska dostlarimizin
yaninda geceyi sabah etmiştik Zeynel amcamızdan aldigimiz gevreklerle. Izmir,
olabildigince kucaklayıcı idi o haftasonu bir yere kadar.
Sonra
kabusun aga babası yaşandı. Belediyenin son 48 saattir soz vermediği otobüsler
doğal olarak hic gelmedi. Ataturk stadında toplanan bin kadar Altayliyi, görsel
aksel’e götürecek otobüsler hiç görünmediler yukarıdan aldıkları mesajdan
oturu. Oysa bisiklet sevdalisi Tunc Soyer bize bin tane bisiklet verse, aramizdaki
bilmeyenlere ogretir o yolu yine giderdik biz. Hani korku belediyenin otobusleriyse
eger, bizim iman gibi serhaddimiz var. Sonra bizden bir ekip yurudu. Çünkü o
kadar inancli bir ekipti ki o topluluk, önünde ne dursa yıkabilecek kudrete
sahipti. Yeter ki önünde Altay’a engel olan birisini gorsun. Sonra sehrin karar
verici mercileri konunun ehemmiyetinin farkına vardılar ve yemeksepeti gibi
davranip sipariş etmeye calistigimizin fazlası sayıda otobüs geldi bizi olmamız
gereken yere götürmek icin. Biz de saskindik ama hepimiz biliyorduk. Artmadan
yetmezdi.
Stada geldigimizde mac çoktan baslamisti. On
otobüs insan goztepe’nin kızlarına seve seve otobüslerden asagiya tukurulduk.
bin kisi, iki kapının içerisinden girmek icin birbirimizi ezercesine önlere
doğrular yönelirken polisin turlu umursamaz şiddetine maruz kaldık. Bir noktada
bu isin insanlik disi oldugunu anlatmaya calisirken, polis tarafından joplandim
ve ana avrat sovuldum. O deplasmana gelen bir birey icin bu tarz davranislarin
kacinilmaz oldugunu coktan yasayarak ogrendigimden umursamadim. Ama bilmiyordum
ki bu sadece gece boyunca yiyeceklerimizin antresiymis.
Iceriye
girdiğimde meşhur fisek çoktan ucmustu. Sonra sahaya giren iki ayaklı baska bir
sey gordum. korktum. Ki ben deplasmanda hiç korkmam. Deplasman cok uzun sureler
once benim evim olmustu. Bu konuyu biraz desmek istiyorum. 12 yasinda cekirdek
aile icerisinde hissettigim ayrilik ve sonrasinda yasananlar bende hayata dair
deplasman kavraminin icsellesmesini sagladi. Oncelerinde evden eylem olarak
kisa surekli uzaklasmalari ozgurlesmek sanarken, sonralari dunyanin hangi ucuna
gitsem rahatlayamadigimi gordukce deplasman kavramini romantiklesmitrmeye karar
verdim. Mekansal uzaklik, bir o kadar evrensel yakinligi sagliyordu Richter’e
meydan okurcasina. Gursel Aksel stadi icerisinde yerimi aldigimda skorboard’a
bakip da 24.dakikayi gordugumde
sahada
gorevini yerine getirebilecek kimse yoktu. Maçın tatil edildiğini öğrendiğimiz
o dakikaya kadar karsi tarafa en samimi hislerimizi ilettigim o tezahüratların
tamamına katildim.
Simdi burada
acikca konusulmasi gereken bir gercek var su karsi takima dair. Onlarin surecin
basinda insafsizca ve devaminda arsizca saldirdiklari gibi saldirmayacagim. Baskalarinin
yarışma haklarını belirli frekanslarda satin almaktan cekinmeyen bir güruh ile bizim
tribununu olusturdugumuz toplulugun ortak bir tartisma platformunda
bulusabilmemizin imkani yok. Bunlar, küme düştüklerinde birbirilerini vurup, kendi
kulüp binalarını kundaklayabilecek hadsizligin doruklarında yasayan yavşaklar. Pelikan
olsun, inek olsun dogadaki turlu hayvanlara keyfi zarar vermis, basketbolun en
ust ligine ciktiklari ilk 4 ceyreklik macin 2.ceyreginde devre oldu diye maçtan
cikan ve kimliği son yirmi senede dort kere el degismis demirbaşın saticisi
bunlar. Bu kadar yanlisi yapan
bir guruhun son sansini kurtarmak isteyen bir takim insanlar olabilir. Bunlar su anki futbol
federasyonunda gorev de almis olabilir. Ustelik bir Papatya ustunden seviyor ya
da sevmiyor cekebilirler. Ama arkadaslar heker unutmasin ki Keser doner sap
doner ve en sonunda hesap doner. Bu sehirde en cok biz seviyoruz. Hatta oyle
seviyoruz ki sizi bile bu sevdanin icerisinde eski bir ihanet olarak kabul etmistik.
Ta ki 27 kasim’a kadar. Lutfen artik hic gorusmeyelim. Iki taraf icin de en
iyisi bu.
Butun bunlarin yaninda tarihiyle,
Kuvay-i Milliye’siyle, 2021 yilina damga vuran Buyuk Mustafa’si ile, 2022’sinde
elinde kaldiklariyla her tekmeye kafa sokan bir olusum var iken, hadi cok buyuk
sevenleri icin onune ve arkasina sponsor almayan dernegiyle de olsun, adini
onlarca cocuga vermis gelenek kulturuyle ve en onemlisi az ve oz olmasiyla her
zaman kendi kulvarinda sahsina munhasir bir gercekliktir Buyuk Altay.
Ozetle digerlerinin o iki renk
arasina koydugunuz beklentiniz ile bizim baska iki renk arasina koydugumuz sevda
arasinda ucurumlar var.
Evinin
kapisini acik biraktiginda evine giren hirsizi mesrulastirdigin sistem nasil
bireyler yetistiriyor goruyor musun Turkiye?
Bir anlik insan hatasinin, o insanin hem kendi hayatini hem taraftari
oldugu kulubun bir senesini ve belkide hatri sayilircasina bir donemini
yakabilecegini hic hayal etmemistim. Bunun yaninda 19 sucsuz insanin daha
hayatini karartip, etrafindaki cankuslarini da hayata kusturebilecegini hic
tahayyul etmemistim. Bizi o gun 8 saat iceride beklettiklerinde sagolsun
herkesi dusunduk. Dusunemedigimiz bir sey daha vardi.
Goklerden
gelen bir karar ile sirf goz boyamak icin listeyi kabartmak adina sucsuz
insanlari da iceriye alacaklarini tahmin etmiyorduk. O 8 saatlik yuzlesme
yetmisti herkese aslinda. Polisler o sogukta ustlerinde tasidiklari agirliktan
sikilmislar ve sirf bu nefretten oturu bizi toplu bir bicimde susuz, yemeksiz birakip
ve tuvaletin de vanasini kapatmislardi. Bu tip davranislari kizilcaboluk’te
gormustuk ama sehrimizin bir sokaginda gormek utandiriyordu. Ara sira nobet
gibi gelen “yeteeeeeeeerrrrr” cigliklarim ile sessizligi kirmak istiyordum. Kendimi
hic bu kadar caresiz hissetmemistim. O an. Sonrasindaki birkac gun her dakika daha
caresiz hissettim.
O gecenin devaminda basimizi yastiga koydugumuzda saat
sabaha karst 4’tu. Sadece sag oldugumuzu
hissettiğimizden oturu birbirimize doyasıya sarildk. Sanki birkac saat once
sirf bana daha yakin olabilmek icin yan koltuğumuza oturan o değilmişcesine
birbirimize sarildik.
Aradan
5 hafta gecti.
Fisegin vurdugu Mehmet Cakir iyilesiyor. Bu arada butu mevzudaki en onemli
konu sorgusuz sualsiz onun sagiligi. Kendisine ailesiyle daha saglikli ve birlikte
mutlu bir hayat diliyorum en samimi duygularimla.
Kalecimiz Ozan ulkenin adalet anlayisina guvenemiyor olsa gerek, hic
olmayan sikayetini geri cekmis. Kendisine de akil, fikir ve kalede bize verdigi
gibi dolu dolu bir guven diliyorum.
Bu velvele icerisinde iki takimi da, en iyi savunma hucumdur
mantelitesiyle beslenmis turk futbolundan hic ders almamis olup, hukmen maglup cezasini
alabildikleri icin ayrica tebrik ediyorum.
Bizim yedigimiz 6 ic saha cezasi ise federasyonun bu maca dair resmi
karar verene kadar harcadigi surenin en buyuk kdv’sidir Altay kulubune. O toplantilarin Izmir’de nerede
ve kimin himayesinde yapildigina bir bakilsin. Odasinda konuya dair toplantilar
yapilan sahsiyetin, hangi minareleri calip uzerlerine tarihin en kalifiye
kiliflarini nasil kapladigina bir baksinlar. Kagit ustunde tarafi oldugu gorunen
o sahsin, Altay’in en buyuk kotulugunu isteyen oldugunu da gunun birinde hayat
gozler onune surer.
Cok uzadi ve en onemli konudan bahsetmedim.
Bu zirvalik icerisinde 19 tane sucsuz
insani iceri aldilar. Fisegi atan kamera tarafindan tam anlasilmadigindan oturu
siyah kapusonunun yaninda yesil serit olanlar da alindi, mactan dort ay once birbirlerinin
tweet’lerini fav’layanlar da alindi, yasamak icin birbirine para yollayanlar da
alindi, ayni havayi soluyanlar da hesabina kesilenleri yasadi.
Bu insanlar hakkinda herhangi bir
somut kanit yok. Ulkenin “istedigimi iceri atarim sana ne lan yarak” duzeninin
vucut bulmus hali bu. baska bir sey degil o yuzden cok buyutulecek bir sey yok.
Agah Bey’in dedigi gibi adalet
baska bir sey hukuk baska bir sey. Kagit ustunde varligini ispatlamaya calisan
hukuk icerideki 19 insani suclu ilan ediyor. Onlarin adaletinin yeri buldugu
gun ben rahat edecegim.
Kime yazar?
Once Altay taraftarina yazar. Biz
nasil bu uc kurusluk tezgahin icine dustuk diye. Sonra benim iyi niyetli
baskanima yazar. Onun icerisindeki iyiligin yuzde biri keske dunyadaki insanlarin
icerisinde olsa. O iyi niyetiyle cogu seyi cozer ve cok guzel cozer ama her seyi
cozemez. Cunku her sey iyi niyetle cozulmuyor. Ayrıca Altay Spor kulübüne hizmet edeler ile ayni kurumu etiket olarak kullananları ayırmak bizim boynumuzun borcu. Çünkü aralarında büyük uçurum var. Liverpool tribunlerinde 90’larin sonunda Heysel’den sonra yazan bir pankart
vardi turkce tabiriyle “adilik gerektiginde asil bir duygudur” diyen. Tatcher,
The Sun vs yani ayni duzen ayni yaptirimi uyguluyordu Liverpool taraftarina
holiganlik ustune. Konunun Liverpool degil de tum ulke oldugunu birkac sene sonra
anladilar. Altay Spor Kulubu herhangi bir formatta dahil oldugu ornegin kotusu
degil anca isigi olur. O icerideki 19 insana dair adalet yerini buldugunda bunu
gosterecek en buyuk gercekliktir.
Cevabini
bilen varsa ben su sorulari hala kendime soruyorum. Cevabima merhem olabilecek hers
eye acigim.
-
Izmir Spor Sube muduru ne durumda?
-
O gun Gursel Aksel stadinda gorev alip Altay taraftarini
iceri sokmakla yukumlu olan birim nerede?
-
Passolig, fisegi atani bulamamis mi?
-
Passolig bunlara yaramiyorsa niye var?
Kime yazdigi cok belli.
Sana da hayatta basarilar goztepe.
Layigini
bul.